Estetik burun ameliyatına tıp biliminde rinoplasti denilmektedir. Kişinin genetik veya sonradan gerçekleşen bir olay sonucu burun yapısının bozulması nefes alışverişi zorlaştırabilir ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Aynı zamanda yüz hatlarıyla uyumsuz bir burun yapısı kişinin sosyal ilişkilerini de etkileyebilir.
Bu olumsuz durumları önlemek adına burun estetiği operasyonu yani rinoplasti yapılabilir.
Estetik burun ameliyatını tüm dünyada genel olarak Estetik Plastik Cerrahlar yapar. Ancak eğitimini almış olan Kulak Burun Boğaz uzmanları da bu ameliyatı yapabilmektedir.
İdeal burun; çevrenizdekiler için güzel görünen, kendiniz için ise hem güzel görünen hem de rahat nefes alıp-verebildiğiniz burundur.
Güzel burun; kendi içinde ve bulunduğu yüz içinde uyumlu ve orantılı olan, göze hoş gelen burundur. Günümüzde güzel burun kavramı çoğunlukla düz veya hafif çökük burunları tarif etmektedir. Burnun dudakla yaptığı açı, burnun alınla yaptığı açı, burnun genişliği, burnun yüksekliği gibi değerlerin hepsi kişisel olarak değerlendirilir, bireyler arasında farklılıklar gösterir.
Estetik burun ameliyatı genel anestezi altında kapalı ya da açık teknikle yapılır.
Açık teknikte burun ucunda 3-4 mm lik bir kesi yapılarak burun açık şekilde ortaya konulmakta, kapalı teknikte kesilerin hepsi burun içinden yapılmaktadır.
Tekniklerdeki başarıyı belirleyen en önemli etkenler kişisel faktörlerdir ve 2 kişiye bağlıdır. Birincisi hasta ve hastanın burun yapısı, ikincisi cerrah ve cerrahın yeteneği-aldığı eğitimdir. Bazı burunlar kapalı teknikle oldukça başarılı yapılabilirken, bazı burunlar açık teknikle kapalı tekniğe göre daha başarılı ve düzgün bir şekilde yapılabilir. Bu konuda teknik o kadar çok detay vardır ki kafanızı çok karıştırmadan kısaca diyebileceğim; bunun kararını verebilecek kişi doktorunuzdur, doktorunuza güvenin. Çünkü bir estetik plastik cerraha gidip ben kapalı teknikle burun ameliyatı olmak istiyorum derseniz; doktor size ben yaparım ama açık teknikle daha iyi olur, kapalı teknikle güzel olmaz derse iki ihtimaliniz vardır. Birincisi açık teknikle o doktora ameliyat olmak, ikincisi kapalı teknikle yapacak başka doktora bir gitmektir. Doktora siz yapın, kapalı yapın, güzel-çirkin nasıl olursa olsun demezsiniz en azından dememelisiniz. Doktorunuza güveniyorsanız tekniği ona bırakmanız, sonrasındaki her süreçte beraber karar vermeniz en sağlıklı ve güzel sonucu verecek olan yaklaşımdır.
Rinoplastinin soyut ve somut kazanımları vardır. Somut olarak ameliyat öncesinde nefes alma sıkıntısı çekiyorsanız nefes almanız düzelecektir. Buna bağlı olarak uyku uyumanız, spor yapmanız daha konforlu bir hal alacaktır. Burundaki eğrilikler düzeltilecek, çökmeler doldurulacak, fazlalıklar alınacak kısaca görsel olarak daha güzel ve yüzünüzle uyumlu bir burun ortaya çıkacaktır . Bu somut kazanımların neticesinde artmış bir yaşam kalitesi, mutlu ve güzel bir yüz ve nihayetinde özgüven artışı olarak sayabilirim.
Kadınlarda 17 yaş, erkeklerde 18 yaş üzerine uygulanabilir. Tek istisnası ciddi travma nedeni ile oluşan bozukluklarda daha erken yaşlarda da uygulanabilir.
İsteğiniz önemlidir, ancak her isteğiniz yapılacak diye bir şart yoktur. Bastırırım parayı istediğimi yaptırırım diye bir şey söz konusu olamaz. Bilimin ve toplumun kurallarını ikinci plana atamayız. Çoğu kişi için anlamsız bir soru ve cevap gibi gelebilir ancak bazen çok absürt isteklerle gelen hastalar oluyor ve biz Estetik Plastik Cerrahları oldukça ciddi şekilde zorluyor. Hastanın istekleri ve beklentileri çok çok önemlidir, çünkü cerrahın yapabileceklerini toplumsal ve bilimsel kurallar içinde yönlendirir. Mesela hasta burnunun çok kalkık olmasını istiyor ve sonuçtan çok çok mutlu olacağını düşünüyor. Diyelim hastanın istediği gibi çok kalkık bir burun yaptım. Ancak zamanla toplumun bakışlarından ve yorumlarından rahatsızlık duyacak, burnunun ne kadar kötü olduğunu düşünmeye başlayacaktır. Ameliyat öncesinde ne kadar mutlu olacağına inanıyorsa en az o kadar mutsuz olacağını kesin olarak söyleyebilirim. Sonrasındaki tek gerçek ortada kötü bir burun olduğu ve bu burnun düzeltilmesi gerektiğidir. Burnu ideal durumuna getirmek için daha zorlu revizyon ameliyatları yapmak gerekecek, mutsuz hasta, mutsuz doktor, vs..vs.. uzayıp gidecek. Kısacası hastanın istekleri kabul edilebilir, beklentileri makul ise ameliyat uygundur.Böyle durumlarda, makul olmayan isteklerinde ısrar eden hastaları ameliyat etmeyi tercih etmiyorum.
Ameliyat öncesinde hasta fotoğrafları çekilerek ameliyat sonrasında nasıl bir burun ortaya çıkacağı yaklaşık olarak ortaya konulur. Bu çalışma sırasında hasta ve doktor ameliyatın her aşamasına beraber karar verirler ve bence bu süreç ameliyatın en önemli aşamasıdır. Ameliyattan önce hasta ile doktorun aynı noktada buluşması için gerekli bir uygulamadır. Çalışma esnasında doktor hastanın ameliyattan ne beklediğini anlar, hasta da doktorun neler yapabileceğini görür. Ancak unutulmamalıdır ki ameliyalattan sonra çalışmanın aynısının ortaya çıkma ihtimali sıfıra yakındır. Çok benzeyecektir ancak yüzde yüz aynısı olmayacaktır. Çünkü bilgisayardaki çalışma yaklaşık 6 ay sonraki şişlikler geçip-burun oturduğu zamanki şekli gösterir.
Burunda bulunan fonksiyonel ve görsel bozuklukları düzeltiyoruz. Bu sırada kıkırdağa, kemiğe ve gerekirse cilde müdahaleler yapıyoruz. Fazla varsa alıyor, az olan varsa yerine koyuyor, eğri varsa düzeltiyor, genişlik varsa daraltıyor, darlık varsa genişletiyoruz. Nefes almayı engelleyen eğrilikler, etler vs. düzeltiliyor.
Hasta için hayır, doktor için evet.
Burun ameliyatının doğası gereği belirsizlikler içerdiği için estetik ameliyatların en zoru olarak kabul edilir. Dünyada burun ameliyatlarından sonra revizyon ameliyat oranı %10 dur ve bu normal kabul edilir. Bu oran bazı cerrahlarda %5 dir bazılarında %15 dir ancak hiç birinde %0 değildir. %0 olan tek cerrah hiç burun ameliyatı yapmayan cerrahtır. Sonuçta, işinde iyi bir estetik plastik cerrah tarafından, düzgün bir planlama ve hasta uyumu ile ameliyat sonrası memnuniyet oranı %100 e yakındır.
Ameliyat sonrasında ödem dediğimiz şişliğin ne kadar olacağı kişiden kişiye göre değişir. Yoğun şişlik özellikle ilk 48 saat olmakta ancak sonrasında hızla azalmaktadır. Morluk ise tamamen hastadan hastaya farklı olmaktadır. Kimi hastada hiç oluşmamakta, kimi hastada az oluşmakta kimi hastada ise çok oluşmaktadır. Oluşan morluklar genelde 2 haftaya kadar kendiliğinden kaybolmaktadır. Günümüzde kullanılan etkili kremlerle morluklar çoğunlukla oluşmadan engellenebilmekte, oluşursa da minimal oluşmakta, oluşanları da hızlı bir şekilde geçirebilmekteyiz.
Çoğunlukla ameliyat olduğunuz gün taburcu olabilirsiniz. Ameliyat sonrası ilk 48 saat baş elevasyonu ve aralıklı buz uygulaması önermekteyiz. Bir hafta sonra burun üzerindeki split alınır ve bant yapıştırılır. Bantlar da bir hafta burun üzerinde kalır ve sonrasında çıkarılır. Bu süreçte hastanın işe dönüşünü belirleyen en önemli şey işin ne olduğudur. Masa başı, sosyal olmayan bir iş ortamında 3.gün çalışmaya başlanabilir. Ancak kalabalık-sosyal bir iş ortamında çalışıyor, ağır bir işiniz var ise 7. gün çalışmaya başlanabilir. 3.haftadan sonra hafif sporları, 6.haftadan sonra ağır sporları burnunuza darbe almamak koşuluyla yapabilirsiniz.
Ameliyattan önce hasta ile beraber fotoğraflar üzerinde planlama yaparak belirlenir. Bu planlamada kabul edilmiş belli oranlar ve değerler ışığında hastanın istekleri ve beklentileri dinlenir ve ortak bir noktada buluşulur.
Bence en önemlisi hasta memnuniyetidir. Ameliyatın sonucu cerraha göre mükemmel, bilinen-bilinmeyen her türlü bilimsel kurala göre mükemmel, hasta dışındaki herkese göre mükemmel ancak hasta mutsuz ise başarı tam olarak yakalanmış sayılmaz. Başarılı bir estetik burun ameliyatı sonrasında burun kendi içinde ve bulunduğu yüz içinde orantılı bir görünüme sahip olmalıdır. Minyon tipli birinde küçük burun güzel dururken, uzun yüz yapısına sahip birinde küçük-mükemmel bir burun hiç güzel durmaz. Doğal görünümlü olması ve dışarıdan bakanın ameliyat olduğunuzu anlamaması istenir. Tabiî ki her durumda rahat nefes alıp-vermelisiniz.
Ameliyattan ortalama 3 hafta sonra şişlikler büyük oranda geçer ve çevreniz tarafından fark edilmez. Ortalama 4 hafta sonra burnunuzun içindeki şişlikler geçer ve rahat nefes almaya başlarsınız. Ortalama 6 ay sonra burnunuz tam olarak oturur ve hayatınızın geri kalanındaki burun şeklinizin bu olduğunu söyleyebilirim.
Ancak bu zamanlar tamamen kişiseldir ve çok geniş bir marj içinde değişebilir. Kişinin alışkanlıkları, kullandığı ilaçlar, hastalıkları, cilt yapısı gibi birçok faktör bu süreleri etkiler. Mesela burun derisi kalın olan bir hastada bahsedilen zamanların hepsi 2 katına kadar uzayabilir.
Burun ameliyatını yaz-kış fark etmeksizin 12 ay boyunca olabilirsiniz. Bir haftalık boşluğunuzun olduğu, iş ve sosyal yaşantınızı zora sokmayacak en uygun zaman diliminde olmanızı tavsiye ederim. Ameliyat zamanınızın önemli gün, toplantı vs. den en az 3-4 hafta önce olmasını öneririm ki ödemlerinizin çoğu geçmiş olsun.
En önemlisi, ameliyat olmayı kendiniz için ve psikolojik olarak hazır olduğunuz zaman olun. Bir başkası istiyor diye, partnerinizden ayrılmanın üzüntüsüyle, çevrenizin baskısıyla, sıkıntılarınızdan kurtuluşun yolu olarak görüp bu ameliyatı kesinlikle olmayın. Eğer bu ve buna benzer bir psikoloji ile ameliyat oluyorsanız sonuçtan bağımsız olarak büyük oranda mutsuz olursunuz. Bu tür durumlarda hasta her şey yolunda giderse sonuçtan mutlu olabilir ancak mutsuz olma ihtimali hiç de az değildir. Ancak sonuç umdukları gibi değil veya kötü olursa Allah hastanın da ve doktorunun da yardımcısı olsun. Zaten psikolojik bir travma yaşarken üzerine tuz-biber olur, durum daha da kötüleşir.
Estetik burun ameliyatı bundan 15-20 yıl öncesine kadar burnu küçültme olarak algılanırdı. Küçültmek için kemik-kıkırdak yapılar fazlaca çıkarılırdı. İlk 6 ay ödem nedeniyle çıkarılan dokuların ne kadar olduğu anlaşılmazdı. Ödemin kamuflaj etkisi geçince burun çökmüş olarak karşımıza çıkardı. Ameliyatı yapan cerrahın bilgi, tecrübe ve tekniği ile ilgili olmakla birlikte günümüzde çok daha az karşımıza çıkmaktadır. Günümüzde estetik burun ameliyatında algı küçültme değildir. Aksine mutlak gerekli değilse doku çıkarılmaması, çıkarılırsa da dokuların yeniden şekillendirilerek kullanılmasıdır. Şöyle tarif etmeye çalışıyım: Eskiden estetik burun ameliyatlarında bir likör bardağını dolduran doku çıkarılır ve ameliyat sonunda atılırdı.
Günümüzde doku çıkarımı çok kısıtlı, likör bardağını dolduran doku çıkarılsa bile hepsi şekillendirilerek uygun bir pozisyonda tekrar kullanılıyor, ameliyat sonunda atılan doku olmuyor diyebilirim.
Adnan Kahveci Mh. Yavuz Sultan Selim Bulvarı Perlavista Rezidans A Blok, Kat 12,
No: 116 -117 Beylikdüzü/İstanbul
info@ercandemirbag.com